Işığı titreyen bir mumdan farkım yok. Sönmeye doğru hızla erirken, sönmekten çok korkuyorum. Şimdi burada hepimizin birer mum olduğunu düşünüyorum da, hiçbir mum, aynı sona mecbur olmasına rağmen diğer mumu anlayamıyor. Ama bir gün birbirimizi anlayacağız. Soğuk, plastik suratlarımızın arkasında sakladığımız kirli, paslı ve uğursuz hikayelerimizi okuyanlara saygı duymuyoruz. Sahiplik tasladığımız diğer mumlar sahibimiz oldular… Read More
İnsandır, kaybetmeye mahkumdur.
Eski şarkıların hatırlattığı eski insanlarla karşılaşıyorum ara sıra. Hepsinden soracak bir hesabım var ki, hepsi de benden hesap soruyor aslında. Hepsine verebilecek, eskilerden farklı olarak daha sert, daha kanlı ve daha acılı cevaplarım var. Ki bazen ben bile şerrimden korkuyorum. İnsandır, kaybetmeye mahkumdur. Şarkılar diyorduk; eski insanları hatırlatan, kokulu şarkılar. Kimi alkol, kimi rutubet, kimi… Read More
N O T
Farklı notaların yankısında, kalmak ve ölmek arasında debeleniyordum. Kalmayı istemiyordum ki sebebi, şimdiye kadar ki kalışlarımdı. Ölmeyi istiyordum ki, sebebi meraktı; hiç ölmemiştim. Ölmek denildiğinde iki şeyi sorgulardım. Birincisi nasıl ölmekti. Nasıl ölmeliydim ki, layıkını bulmalıydı. Arkamdan iyi ve kötü, gerekli ve gereksiz, masum ve kindar yorumlar yapılmalıydı. Hakkım yenmeliydi, günahlarım alınmalıydı. Bir arkadaş sohbetinde… Read More
M A H V O L (mak)
Varlık ve benlik ikileminde, milyonlarca satır arasında kayboluyorum. Bir gidiş planlıyorum ki parmak ısırtır. Ve biliyorum bu gidişin neticesinde, arkamdan su dökecek yüzlercesi. Arkamdan ağlayacak, gülecek ve iyi ki diyecek her biri. Güleceğim. Yemin olsun ki güleceğim. Uykunun tadını unuttuğun oldu mu hiç? Yediğin yemeğin seni yorduğunu hissettin mi? Herkesin sana, aslında senin farkında olmadığın… Read More
34 – 1
Hava erken karardı bugün. Henüz saat 17 sularıydı ki güneş terk-i diyar eylemiş, bulutlar hangi rengi giyeceklerine karar verememişçesine biraz beyaz, biraz kızıl ve biraz da -siyaha yakınca- griydiler. Bir kadroluyla karşılaştım. Sivilde olsam aralarına hemen hamak kurmak isteyeceğim iki ağaçtan birinin dibinde oturmuş sigara tüttürüyordu. “Hava” dedim, “hep böyle midir burada? Şikayet ettiğimden değil,… Read More
Dert ve Deva
İnişli çıkıştı sürdürdüğüm bir hayatım vardı. Sen beni görsen, inişlerimi bilmezdin. Hep yükselişte görünürdü ivmem ve gülüşlerim çoğu zaman akşamdan hazırladığım kürün sana yansımasıydı. İsmimi söylediklerinde bakışlarım donuklaşır ve bu seslenişin ardından başıma nelerin geleceğini merak eder, dururdum. Aslında mutlu olmaya meyilliydim hep. Her seferinde inancımı yitirmeden kalabalıkların üzerine yürümeyi marifet bilirdim. Henüz 19 yaşımdaydım…. Read More
Reva
Güneşin en sıcak saatleriydi. Nereye varacağımı bilmeden yaptığım yürüyüşlerden birindeydim. Nereye varacağımı bilmemekten şikâyetçi değil, bilakis hoşnuttum. Barbaros Bulvarı’nda sıralanan kafelerden birine dalıp oturdum. İçeride çalan müziğe ya da insanlara kapalıydım. Kulaklığım ve kafamın içindekiler yeterliydi. Kahvemi alıp oturduktan sonra müziği açtım. Bir şeyler okudum. Gerekli, gereksiz bir sürü şey okudum bir süre. Sonra düşündüm…. Read More
Yol Açık
Karanlık bir sokakta yürüyordum. Bulunduğum sokaktaki lambalar yanmıyordu. Kesişen sokağın parıltısından otlanıyorduk, sokak da ben de. Ardımda bıraktığım ayak izlerinden köpek sesleri yükseliyordu. Geri dönüp bakarsam bana hamle yapacak olan köpekler, onlara bakmayışıma içerlemiş gibi öylece bekliyorlardı. Köpek seslerini bastırmak için müziğin sesini biraz daha yükselttim. Yetmemişti, köpekler daha yüksek sesle havlıyor, bu sesleri duyanların… Read More
Muamma
Saklanıyordum. Yıllardır bir maskenin ardında, soğuk duvarlarla çevrili bir hayatın içinde saklanıyordum. Gülüyorum sanıyordu annem. Güçlüyüm sanıyordu babam. Beni büyük sayıyordu kardeşim. Ve gamsızım sanıyordu arkadaşım. Oysa ben saklanıyordum. Işık görünce gözlerimi kısıyordum. Ses duyunca kulaklarımı kapatıyordum. Bir koku vardı, onu soluduğumda göğsümü dövüyordum. Saklanıyor olmak bunu gerektiriyordu. Sonra bir gün uyudum ve sonra bir… Read More
Yavaş Yavaş
Bazı geceler çokça düşünüyorum. Ben aslında hep çokça düşünürüm. Düşünmek beni oyalıyor. Oyalanacak bir şey bulamayınca zaman hiç geçmiyor ya hani, düşünerek oyalanıyorum. Değişik düşündüğümü düşünüyorum hep. Sonra insanlar “ben de böyle düşünüyorum” diyorlar. Anlıyorum ki sıradan düşünüyorum. Ama sonra farklılaşıyorum. Biraz da farkına varıyorum, değil mi? Mesela kendime sorduğum sorular değişiyor. Bu sorulara verdiğim… Read More