Adı üstünde işte: geçmiş. Uzun zamandır yazmak, dolayısıyla yazmak için doğru kalemi bulmak istiyordum. Çünkü o kadar çok şey gözlemledim ki, öyle üstün körü yazıp geçmek, iyisiyle kötüsüyle tüm geçmişime hakaret olurdu. Çünkü geçmiş derken tam tamına otuzbeş yıldan bahsediyorum. Cahit Sıtkı Tarancı, 35’e “yolun yarısı” demişse de, ben oyundaki ilk perdenin sonu olarak addediyorum…. Read More
Arayı kapatalım.
Dinlediğim şarkılara zihnimde çektiğim her klipte başrolü oynamaktan, yazmaya fırsat bulamıyordum, iyi oldu bu buluşma. Karanlıkların müsebbibiydim düşüncemde. Dokunduğum gamlanır, zedelenir diye çekinirdim hep. Bilirsin, kendimi sabote etmemle bilinirim. Bazı zamanlar, “keşke daha az görseydim ve hızlı ölseydim” mırıldanırken, kimi zaman “görmek mi uzatıyor ömrü?” diye takılırdım kendime. Severdim kendime takılmayı. Bazen takılır düşerdim en… Read More
Karabasan
Bir düşünün.Her hareketinizin izlendiğini, her sözünüzün bir süzgeçten geçirilip her an önünüze serilebileceğini bir düşünün. Attığınız herhangi bir adımın altında bir mayının sinsi sinsi patlamayı beklediğini bilerek yürümeye çalışın. Tamamen, sizin de kontrolünüz dışında olmasına rağmen size ulaşan bir sesin sorumluluğunu yüklenin. İyi giden bir şeye, “iyi gidiyor” diyemeden boka sarmaya başlaması bir alışkanlık halini… Read More
Çekilmez Bir Adam
Ne kadar düşünürsem düşüneyim, işin ucu hep kendimi sevmediğim gerçeğine çıkıyor. Mum ışığı gibi kendimi ısıtmaktan öteye gidemeyeceğim gerçeğini gördükçe daha bir sevmiyorum kendimi. Sahi, çevremdekileri daha nereye kadar uzaklaştırabilirim? Hem onlar ne kadar sabır gösterebilirler ki? Nazım Hikmet’in söylediği gibi; “Çekilmez bir adam oldum yine! Uykusuz, aksi, lanet!” Şimdi bu kendimi sevmeme konusunu açmam… Read More
Şarkılar Kimi Söyler?
Şarkılar, yeni nesil ulaklardır. Sen ne kadar anlatırsan anlat, yalvar yakar, bağır; karşındakinin anladığı kadardır anlattıklarının gücü. Çünkü aynı kelimelere, mimik ve nidalara farklı anlamlar yükleriz. Hemen her kelimenin anlamı, ses tonuna göre değişiklik gösterir. Yazışma konusuna hiç girmiyorum bile. İşte bu yüzden, ne kadar anlatırsan anlat, karşı tarafa yetmeyebilir. Bazen duvardır karşındaki, bazen sünger…. Read More
Bulutlar Dağılmasın
Kasvetli havalara hayranlık duyan birisi için, bulutları dağıtmak çok acıdır esasen. Ancak Dünya, iyi bir şey yapmak amacında olup kötüyü ortaya çıkaran iyi niyetlilerle doludur. Sokaktan sahiplendiğin bir kedinin, evdeki düzene uyum sağlayamaması onun suçu değildir. Sen, ona daha iyi bir hayat vereceğim diye evine alırken, aslında budamaya ilk olarak özgürlüğünden başlarsın. Herkesin, herkes için… Read More
B A Z E N
Derin nefeslerin sırtımı tırmaladığı saatlerdeyim. Bu ana ilişkin betimleyebileceğim iki şey var sadece; üzerime yapışmış kedi tüyleri ve derince yenmiş tırnaklarım. Bunlar bu ana özel değil, her anda olan şeyler esasen. Kaybolmak, gitmek istiyorsam da vicdanım altında ezilerek, her zaman olduğu gibi gerektiğinden fazla düşünüp kendime ket vuruyorum. 10 sene evveli düşünüyorum şimdi, 22 yaşımda… Read More
Gökyüzü
Zamanın köpek dişlerini etimde hissediyordum. Sadece zaman değil, insanlar, düşünceler ve gelecek kaygısı, bedenimi ve hepsinden önemlisi ruhumu paramparça ediyordu. Gözlerimi kapatıp kendimi güzel yerlerde, köyler ve bahçelerde hayal ediyordum. Ama hayalimin süresi biraz uzamış olsa, o köye giden yolların kapalı olduğunu ve oradan çıkamadığım gibi, tek başıma öldüğümü ve sonrasında çürüdüğümü görüyordum. Hayal kurmaktan… Read More
İnsanların en güzeli, kendini sevmeyendir.
Benim sizle asla çözülmeyecek büyük bir hesabım var. Benden aldıklarınızın hesabını soracağım ama hiçbiriniz hesap veremeyeceksiniz. Çünkü ne derseniz deyin, karşınızda asla ikna olmayan bir ahmak olacak. Evet, bu ahmak benim. Kırdığınız testilerle su taşıyamadığım için affedin beni. Yolduğunuz karanfilleri yakamda taşıyamıyorum. Topuğumdan vurdunuz, inanın sekiyorum. Ve sonra, hiçbir şey olmamış gibi yürümemi bekliyorsunuz; yapamıyorum…. Read More
Ne için yaşıyorum?
Ne için yaşıyorum diye düşünüyorum bir süredir. Hani hayatın bir anlamı olduğunu var sayarsak, onun peşinde koşuyorum işte. Düşündüğümde elle tutulur bir hedef bulamadığımdan olsa gerek, boşlukta hissediyorum. Kanaatimce insan yaşamı için 30 yıl, ideal bir süre. Çünkü bu saatten sonra yaşadığın tüm sorunları “30 yaş sendromu” diye bir şeye bağlıyor insanlar. Ne yaparsan yap,… Read More