B A Z E N

Derin nefeslerin sırtımı tırmaladığı saatlerdeyim. 

Bu ana ilişkin betimleyebileceğim iki şey var sadece; üzerime yapışmış kedi tüyleri ve derince yenmiş tırnaklarım. Bunlar bu ana özel değil, her anda olan şeyler esasen. Kaybolmak, gitmek istiyorsam da vicdanım altında ezilerek, her zaman olduğu gibi gerektiğinden fazla düşünüp kendime ket vuruyorum. 10 sene evveli düşünüyorum şimdi, 22 yaşımda olduğumu ve bazı şeyleri değiştirmek için daha fazla zamana sahip olmanın verdiği gücü. Ben bugün 22 yaşıma dönsem, o gücü yine kullanamazdım.

Bazen karşıma bir ayna alıp yaptığım seçimlerin mi beni bu hale getirdiğini yoksa benim bu halimin mi yaptığım seçimlere etki ettiğini tartışmak istiyorum.

Bazen yokluğumun varlığımı aratmayacağını hissediyorum.

Bazen kendimi tamahkarlık ve nankörlük arasında sıkışmış hissediyorum.

Bazen derin bir çukurda, bazen ıssız, ağaçsız bir tepede gibi.
Bazen boşlukta savrulur, bazen karanlıkta patlayan bir çığlık gibi.
Bazen müziksiz dans ederken, bazen müziğe inat uyur gibi.
Bazen ne hissettiğimi bilmeden, bazen hissetme ihtiyacım yokmuş gibi.

Yaşıyorum işte. Hepsi bu.

Leave A Comment